buyume ve gelisme2
4. Ergenlik Dönemi ve ÖzellikleriErgenlik dönemi çocuklukla yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir. Bu nedenle kendine özgü özellikleri taşır. Bu dönemin en önemli özelliği hızlı bedensel, ruhsal ve cinsel gelişmenin görülmesidir. Ergenlik döneminin de içinde bulunduğu büyüme ve gelişme dönemlerindeki vücut oranındaki değişmeler belirgin bir şekilde kendini gösterir. Daha önce de belirttiğimiz gibi 12-21 yaşlar arası ergenlik dönemidir. Ergenlik çağına giriş yaşı cinsiyete ve iklime göre değişir. Kızlar ergenlik dönemine erkeklere göre 2 yıl daha önce girer. Sıcak ülkelerde ergenlik çağına girme, İsveç, Norveç gibi soğuk ülkelere göre daha erken olur.
Ergenlik döneminde boy uzaması erkeklerde 10-30 cm, kızlarda ise 10-20 cm arasındadır. Aynı şekilde ergenlik döneminde ortalama 15 kg kadar kilo artışı meydana gelir. Kilo ve boy artışıyla birlikte iskelet sisteminde de önemli değişiklikler olmaktadır. Yağ dokusunda artma ve kas dokuda gelişme olur. Yağ doku ve kas dokudaki değişiklikler kız ve erkeklerde farklılık gösterir. Kas gelişimi erkeklerde kızlara göre daha fazla, yağ dokusundaki artış ise kızlarda erkeklere göre daha fazla oluşur. Ergenlik dönemindeki değişikliklerden bir diğeri de hormonlardaki artıştır. Özellikle büyüme hormonu ile eşeysel hormonlarda artış olur.
Ergenlik dönemindeki kızlarda ve erkeklerdeki değişiklikleri kısaca aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.
Ergenlik dönemindeki kız çocuk: Ergenlik dönemine giren kız çocuklarında bazı değişiklikler görülür. Ergenlik dönemindeki kız çocuğunda ikincil değişiklikler oluşur. Bu değişiklikler sonucu ergenlik dönemindeki kız çocukların vücutlarında keskin çizgiler kaybolmaya, kollar, bacaklar ve diğer organları bir kadındaki gibi biçimlenmeye başlar. Koltuk altları ve cinsel bölgelerde kıllanma olur. Yüzlerde sivilceler oluşabilir, ikincil değişikliklerin yanında meydana gelen asıl değişiklikler yumurta hücresinin olgunlaşması ve buna bağlı olarak meydana gelen âdet kanamalarının başlamasıdır.
Ergenlik dönemindeki kızlarda adet kanamalarının başlangıcı genellikle 10-13 yaşlandır. Âdet kanamaları başlangıcı bazen 15-16 yaşlarına kadar gecikebilir. Adet kanaması, döllenmiş yumurtanın kopan rahim içi epitel, kan ve akıntılarla dışarı atılması olayıdır. Yumurtalıklarda yumurtanın olgunlaşması, olgunlaşan yumurtanın rahime doğru ilerlemesi, bu sırada rahim içindeki değişikliklerle, daha sonra döllenmiş yumurtanın, adet kanaması ile ayrılması olaylarının tamamına birden adet döngüsü denir. Âdet döngüsü normal olarak 28 gündür. Erişkin bir kadının yumurtalıklarından her 28 günde bir yumurta olgunlaşarak atılır. Yumurta hücrelerine olgunlaştıktan sonra yumurtalıktan atılması olayına ovulasyon denir. Ovulasyonla yumurta kanalına (fallop tüpü) atılan yumurta hücresi erkek eşey hücreleriyle birleşirse döllenme olayı gerçekleşir. Döllenme olayından sonra gelişme rahimde olacağından rahim gebelik için hazır duruma gelir. Kan damarları bakımından zengin hâle gelen rahimin iç tabakası kalınlaşır.
Eğer gebelik meydana gelmeyecek olursa kalınlaşan bu yüzey tabakası kanama ile birlikte atılır. Âdet kanaması denilen bu olay 45-49 yaşlarına kadar sürer. Bu nedenle 15-49 yaşlar arasındaki kadınlar doğurgan çağdaki kadınlar olarak kabul edilir. Âdet kanamaları gebelik oluştuğunda durur. Âdet kanamaları ruhsal gerilimlerde, streste ve bazı hastalıklarda düzensizleşebilir. Yolculuk, yorgunluk iklim değişiklikleri de adet kanamasının normal seyrini bozabilir. Âdet kanamalarındaki düzensizlik kanamanın ilk yıllarında da görülür, ilk yıllardaki bu düzensizlik 2-3 yıl kadar sürebilir. Âdet kanamaları 3-5 gün kadar sürer. Kanamanın başladığı ilk gün yeni adet döngüsünün ilk günü kabul edilir.
Ergenlik dönemindeki erkek çocuk:
Ergenlik dönemine erkekler kızlara göre daha geç girer. Ancak kızlara göre ergenlik dönemi daha uzun bir dönemi kapsar. Ergenlik dönemindeki erkeklerde bazı değişiklikler görülür. Bunlar; yüzde sivilcelerin meydana gelmesi, sakal ve bıyıkların çıkması, sesin kalınlaşması, koltuk altlan ve cinsel bölgelerin kıllanması, boydaki hızlı artış, kasların gelişmesi vb.leridir.
Ergenlik dönemindeki tipik değişikliklerden olan sesin kalınlaşması ses tellerinin uzamasından kaynaklanır. Sesin kalınlaşması bazen belirsiz bazen de konuşma ahenginde düzensizlik yapacak biçimde olabilir.
Ergenlik dönemindeki kız ve erkeklerde görülen değişiklikler tablodaki gibi özetlenebilir. Ergenlik dönemindeki kız ve erkeklerde ortaya çıkan fiziksel, anatomik ve fizyolojik değişikliklerin yanında psikolojik değişiklikler de meydana gelir. Bu değişiklikler ilerleyen konularda açıklanacaktır.
Ergenlik dönemindeki kızlarda görülen değişiklikler Ergenlik dönemindeki erkeklerde görülen değişiklikler
• Boyda uzama meydana gelir.
• Kiloda artış görülür.
• Koltuk altı ve cinsel bölgelerde kıllanmalar olur.
• Vücut hatları biçimlenir ve göğüs belirmeye başlar.
• Kas gücü zayıf olup kaslardaki artış yavaştır.
• İlk âdet kanaması görülür.
• Deri ince ve narindir. • Boyda uzama meydana gelir.
• Kiloda artış görülür.
• Koltuk altı ve cinsel bölgelerde kıllanmalar olur.
• Testis, skrotum ve cinsel organ büyür.
• Kas gücünde artış olur. Kaslardaki artış kızlara göre daha hızlıdır.
• Gırtlak gelişerek önde belirgin bir duruma gelir. Buna bağlı olarak ses kalınlaşır.
• İlk meni gelir.
• Derinin kalınlaşması kızlara göre daha fazladır.
5. Ergenlik Döneminde Görülen Sorunlar
Ergenlik dönemindeki kız ve erkeklerde içinde bulundukları “bulûğ” evresinden kaynaklanan birçok sorun görülebilir. Bulûğ çağı için “delikanlılık” ifadesi de kullanılır. Delikanlı (adolesan) ifadesi birçok bilim adamı tarafından gencin ruhsal durumunda meydana gelen önemli değişiklikleri tanımlamak için kullanılmaktadır.
Bulûğ çağına giren kız ve erkeklerde fiziksel, anatomik ve fizyolojik değişikliklerin yanında duygusal değişiklikler de meydana gelmektedir. Bu döneme giren ergenlerde yalnız olma isteği, sinirlilik, hayal kurma, derslere karşı olan isteksizlik, çevresindekilere karşı kendisini kabul ettirmeye yönelik çaba sarf etme gibi durumlar görülür. Ayrıca bu dönemdeki ergen, giyime ve dış görünüşüne büyük önem verir. Sık sık aynaya bakar saçlarını tarar. Bulûğ çağındaki önemli duygusal değişikliklerden birisi de cinsel konulara karşı ilgisinin artmasıdır. Bu dönemde bilgi açlığı içerisindeki delikanlılara doğru ve yeterli bilgi verilmelidir. Aksi takdirde hatalı ve yanlış bilgi edinerek hatalı davranışlara yönelebilirler.
Bulûğ çağındaki gençlerden bazılarında yaşıtlarına oranla fazla kilo alma, boy kısalığı ve sivilceler görülür. Bu durumdaki gençler bulundukları durumdan dolayı ruhsal sıkıntıya düşebilir. Ancak bilinmelidir ki bu durumlar geçici olup, zamanla ortadan kalkacağı için problem yapılmamalıdır.
Bulûğ çağı da olarak bilinen ergenlik [delikanlılık] dönemi erken ergenlik, tam ergenlik ve geç ergenlik olarak üç ayrı evreye ayrılır. Her bir evrede kız ve erkeklerde farklı değişiklikler gözlenir.
• Erken ergenlik: Ergenliğin erken dönemindeki kızlarda daha öncede belirtildiği gibi göğüsler büyür ve daha belirginleşir. Bu durumdan, genç kız dikkat çekeceği düşüncesiyle rahatsız olur. Dolayısıyla bulunduğu durumdan dolayı bol elbiseler giyer, yürürken veya otururken omuzlarını öne eğer. Genç kızın göğüslerinin gelişmesi geciktiği takdirde ise endişeye kapılabilir.
Ergenliğin erken dönemindeki kızlarda ilk adet kanaması yersiz bir korku meydana getirebilir. Âdet kanamasından dolayı kendilerinin çevreye hoş olmayan koku saçtıkları ve pis oldukları düşüncesine kapılabilirler. Eğer genç daha önce bu konuda ailesi ve öğretmenlerinden yeterli bilgi alırsa sıkıntılarını daha kolay atlatır.
Erken ergenlikteki erkeklerde ilk belirtiler testis, skrotum ve cinsel organın gelişmesidir, ilk defa meni geldiğinde bu durumun normal fizyolojik bir olay olduğu ergen tarafından bilinmelidir. Aksi takdirde meninin gelmesi durumunda sıkıntı ve suçluluk duygusuna kapılabilir. Menisinin bulaştığı çamaşırlarını, çarşafı ve yatağı saklamaya çalışır. Bazı ergenlerde bilgisizlikten kaynaklanan panik daha da büyük boyutta olabilir. Bazı ergenlerde ise aksi durum meydana gelebilir. Bunun sonucunda da cinsel organının gelişmediği korkusu oluşabilir. Ancak ergen zamanla bu durumun ortadan kalkacağını, bunun cinsel güçle hiçbir ilgisi olmadığını bilirse problemlerini daha kolay atlatır. Sesin kalınlaşması nedeniyle ergen kendi sesini tanıyamaz ve buna bağlı sıkıntılar da oluşabilir.
Ergenlik döneminde görülen sorunların daha kolay atlatılması için ergene gerekli eğitim verilmelidir. Gerekli eğitim kişinin ailesi ve öğretmenleri tarafından verilmelidir.
Erken ergenlikte otoriteye (anne, baba, öğretmen vb.) karşı çıkma davranışları görülür. Ergende yalnız kalma isteği, çalışmaya karşı isteksizlik, çekingenlik, kendi vücuduna ilgi, cinsiyetle fazla uğraş gibi sorunlar görülür.
• Tam ergenlik: Bu dönemdeki kızlarda yüz çizgileri incelerek son biçimini alır. Erkeklerde yüz erkek görünümü almaya başlar. Üreme organları son biçimini alır. Ergenlik döneminin değişliklerine alışıldığı evredir. Tam ergenlikte karşı cinse olan ilgi artar. Anne ve babaya karşı ölen bağlılık toplumdaki arkadaş çevresine doğru kayar. Grup, önem kazanmaya başlar. Tam ergenlikte bağımsızlığın kazanılması uğruna ergenin gözünde aile değer kaybeder. Ergen, arkadaşlarından destek arar. Ergende cinsel kimliğin benimsenmesinde kendini yetersiz hissetme gibi sorunlar görülebilir.
Tam ergenlik, fırtına ve stresin yoğun olduğu bir evre olduğundan ergenin ailesi ve öğretmenleri tarafından bu durum unutulmayarak uygun davranış gösterilmelidir.
• Geç ergenlik: Geç ergenlik dönemindeki kişiliğin gelişmesi, aile ile ilişkilerin düzene girmesi, sosyal ilişkilerin gelişmesi, bağımsızlığın ve cinsel olgunluğun kazanılması ile ilgili sorunlar azalır. Bu dönemde erkek ve kızlar birbirlerinin vücut tiplerinden çok kişilikleri ile ilgilenirler. Birbirlerinin iç dünyalarını, düşüncelerini, duygularını, hayat anlayışlarını daha iyi tanımaya çalışırlar. Geleceğe yönelik plânlar yaparlar. Sorumluluk yüklenebilirler, Gelecekle ilgili seçimlerini yaparlar. Evlenebilir, meslek edinebilir ve vatandaşlık haklarını kullanabilirler.
6. Ergenlik Döneminde Olumlu Tutum Geliştirme
Ergenlik döneminde önemli ruhsal gerilimler ve sorunlar ortaya çıkabilir. Her genç bu dönemde az veya çok bocalama geçirir. Bu bocalama dönemi gencin göreceği ilgi ve desteğe göre kısa veya uzun sürebilir. Gencin bocalama dönemini hasarsız geçirebilmesi için ana, baba ve öğretmenlere birçok görev düşer. Aileler ergenin sorunları konusunda bilgilendirilmelidir. Ana baba ve öğretmenler, ergenlik çağındaki çocukların olgunlaşmasını sağlayacak ortamı hazırlamalıdır. Ergenin, bu dönemde doğru bilgileneceği, kolayca sorunlarını tartışabileceği güvenilir bir çevreye ihtiyacı vardır. Bu aşamaca uyumlu bir grup arkadaşlığı ile karşı cinsten kişilerle dengeli ve uyumlu arkadaşlıklar kurmak çok önemlidir. Dengeli ve uyumlu grup arkadaşlığı ile aynı şekilde karşı cinslerle yapılan arkadaşlık ergenlik dönemindeki bocalamayı en aza indirir.
Meslek seçimi ve geleceğe yönelik hedefler genellikle ergenlik döneminde yapılır. Bu nedenle ergen kendi yeteneklerini tanımalıdır. Kendi yeteneklerini bilen ergen durumuna uygun olan en iyi mesleği seçer. Yeteneklerine ve becerisine göre meslek seçen ergen hayatı boyunca mutlu ve başarılı olur. Aynı zamanda ergen bütün yeteneğini kullanma imkânı bulur. Mesleğinde uyumlu çalışacağından hayatının daha sonraki evrelerinde işiyle ilgili problemler en aza iner. Çalışma hayatında plânlı olmak, başarıyı artıran önemli bir etkendir. Bu nedenle plânlı çalışma ergenin daha başarılı olmasını sağlar. Dolayısıyla da doyuma ulaşan ergen daha sağlıklı bir davranış kazanır.
Ergenlik dönemindeki bir çok sorunun aşılarak olumlu tutum geliştirilmesinde hobilerin ve spor yapmanın önemi fazladır. Ergenin sinemaya gitmek, kitap okumak, koleksiyon yapmak gibi hobilerle uğraşması onun rahatlamasını, stresini atmasını ve birçok olumsuz davranışın engellenmesini sağlar. Aynı şekilde ergenin spor yapmasının bedensel ve ruhsal gelişimine önemli katkısı vardır. Spor hem bedeni geliştirir hem de ergenin stresini atmasına yardımcı olur.
Ergen sosyal ilişkilerde tutarlı saygılı ve katılımcı olmalıdır. Çünkü ergen kendisinin de toplumun bir bireyi olduğu ve bazı sorumluluklarının olduğu bilincini taşımalıdır.
Ergenlik döneminin, kişilerin daha sonraki dönemlerini etkilediği unutulmamalıdır. Kişiliğin bu dönemde olgunlaşması, eş ve meslek seçiminin ve önemli kararların bu dönemde alınması hayatın sonraki dönemlerini etkiler. Ergenlikte geçirilen bazı hastalıklar; daha sonraki dönemlerde kişinin sağlığını etkiler. Bu nedenle ergenlik döneminin sağlıklı geçirilmesi gerekir.
Ergenlik döneminde oluşan bedensel ve ruhsal değişimlerin kişiler arasında farklılık göstereceği ergene açıklanmalıdır. Buna bağlı olarak oluşacak olumsuz davranışlar önlenerek, ergenin sağlıklı bir evre geçirmesi sağlanmalıdır.
Ergenlik dönemi 12-21 yaşlan arasındaki süreyi içine alır. Bu dönem daha önceki dönemlerin bir düzene sokulduğu dönemdir. Ergenlik, anî ve coşkulu tepkiler gösterilen, tedirginlik, huzursuzluk ile neşe ve mutluluğun birbirini izlediği bazen de iç içe yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemdeki gençlerde genellikle alışılagelmiş davranışlara karşı çıkma eğilimi vardır. Özellikle de anne baba ve diğer büyüklerin davranışlarını beğenmezler. Ana ve babaya karşı gelme eğilimi vardır. Sık sık geleceğe yönelik plânlar yapar. Bağımsız olma ile bir gruba ait olma duyguları arasında bocalama vardır. Aile bu dönemde gencin sıkıntılarını dikkate alarak anlayışlı, esnek ve sabırlı davranmalıdır. Bununla birlikte genç tamamen serbest bırakılmamalıdır. Belirli sınırların konulması gerekir. Gencin problemlerinin konuşularak anlayışlı bir şekilde çözülmesi sağlıklı bir gelişmeyi sağlar. Problemlerin çözülmesi, gençle konuşulması, gencin dinlenilmesi gibi hoşgörü ortamlarında sağlanmaz ise gençlerle büyükler arasında kopukluk meydana gelir. Bu kopukluğun yerini tutarsız ve dengesiz ilişkiler doldurabilir.
sayfa1 | sayfa2 | sayfa3 |